Anasayfa » Zeytinyağından İlaca Uzanan Yol: Bilimle, İnançla, Umutla

Ayşe Demir (GBP TV Türkiye):
Sayın Muhittin İşler, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Milsora’nın hikâyesi birçok yönüyle dikkat çekici. Zeytinyağını temel alarak geliştirdiğiniz bir akciğer kanseri tedavisi fikriyle yola çıktınız. Bu fikir nasıl doğdu?

Muhittin İşler (Milsora):
Ben teşekkür ederim. Milsora aslında bir bilimsel projeden çok daha fazlası; bir inanç, bir dua ve bir memleket meselesi. Halkın şifa kaynaklarıyla modern tıbbı birleştirme fikri aklıma düştü. Zeytinyağı gibi kutsal, tarihsel ve biyolojik değeri yüksek bir maddeyi, modern onkolojiyle buluşturmak istedim. Özellikle erken hasat zeytinyağında bulunan fenolik bileşiklerin anti-kanser potansiyeli üzerine literatürü taradım. Ardından, bu fikri bir Ar-Ge modeliyle geliştirdik.


Ayşe Demir:
Peki bu fikir, bilimsel ve finansal anlamda nasıl karşılık buldu? Destek gördünüz mü?

Muhittin İşler:
Bu sorunun cevabı, Türkiye’nin girişimcilik ve bilimsel yatırım kültürüne dair çok şey söylüyor aslında. İlk etapta bazı büyük firmalar fikrimize mesafeli yaklaştı. Ancak zamanla hem yurt içinden hem de yurt dışından bilimsel geri bildirimler ve yol gösterici değerlendirmeler almaya başladık.

Türkiye’de özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın HAMLE Programı kapsamında, “Stratejik Ürün” kategorisinde ön kabul aldık. Bu bizim için çok kıymetli bir dönüm noktası oldu. Çünkü bu destek, sadece finansal değil; aynı zamanda vizyoner bir çerçeve sunuyor.

Yakın zamanda, onkoloji alanında faaliyet gösteren saygın bir uluslararası ilaç firmasında görevli bir uzmanın, yürüttüğümüz Ar-Ge süreciyle ilgili olarak bilimsel katkı sağlanabileceğine dair olumlu bir değerlendirmesi olmuştur. Bu geri bildirim, projemizin bilimsel tutarlılığının ve potansiyelinin dış paydaşlarca da fark edildiğini gösterir niteliktedir. Konuya ilişkin teknik değerlendirmeler tarafımızca sürdürülmektedir.

Buna ek olarak, çeşitli yatırım fonları, sosyal etki odaklı girişim sermayesi platformları ve biyoteknoloji odaklı değerlendirme kurullarıyla da temaslarımız sürüyor.


Ayşe Demir:
Bu aynı zamanda bir diplomasi hamlesi gibi görünüyor. Projenizi devletlerle de paylaştığınızı söylediniz, biraz açar mısınız?

Muhittin İşler:
Elbette. Milsora’yı sadece bir biyoteknoloji girişimi olarak değil, bilim diplomasisi perspektifinden de değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, projemizi yalnızca yatırımcılara değil; yüksek düzeyli devlet makamlarına ve stratejik vizyona sahip kraliyet kurumlarına da bilgilendirme amacıyla sunduk.

Vision 2030’un insan odaklı kalkınma hedefleriyle uyumlu nitelikte hazırlanan proje dosyamız, Kraliyet nezdinde ilgili danışmanlıklara sunulmuş; bu çerçevede Sayın Veliaht Prens’e yönelik bilimsel bir bilgilendirme vizyonu taşımaktadır.

Aynı şekilde bu girişim, Cumhurbaşkanlığı makamı ve devletimizin ilgili kurumlarıyla da resmi yollarla paylaşılmış; yalnızca bilgilendirme ve değerlendirme amacı taşıyan bir süreç yürütülmüştür.

Biz bu süreci, salt bir yatırım arayışının ötesinde; bilim temelli, sosyal etkisi yüksek ve iki ülke arasında uzun vadeli iş birliği imkânları sunan stratejik bir öneri olarak konumlandırıyoruz.


Ayşe Demir:
Şu anda projenin hangi aşamasındasınız?

Muhittin İşler:
Şu anda preklinik validasyon aşamasındayız. Yani laboratuvar ortamında, zeytinyağından izole ettiğimiz fenolik bileşiklerin akciğer kanseri hücreleri üzerindeki etkisini test etmeye yönelik çalışmalar üretiyoruz. Bu süreçte, moleküler düzeyde etki mekanizması, apoptoz düzeyleri, dozaj belirleme gibi parametreleri inceliyoruz. Formülasyon ve taşıyıcı sistem çalışmaları da paralel ilerliyor.

Klinik fazlara geçmeden önce bu aşamaların titizlikle yürütülmesi gerekiyor. Ancak Milsora’nın vizyonu sadece bir ilaç üretmek değil; bu süreci bir sosyal etki zinciriyle, izlenebilir, sürdürülebilir ve etik bir yapı içinde hayata geçirmek.


Ayşe Demir:
Biraz da kişisel olarak sormak isterim. Milsora sizin için ne ifade ediyor?

Muhittin İşler:
Milsora benim için bir girişim değil, bir kader. Zeytin ağacı kadar köklü, dua kadar sade, bilim kadar somut bir yolculuk. Yurtdışındaki finans eğitimimle edindiğim analitik perspektifin, Anadolu’dan gelen ruhsal çağrıyla birleşmesinden doğdu bu proje. Bu anlamda, sadece ticari bir başarı hedeflemiyorum. ‘Devletli bir işadamı’ olmak; yani bu topraklara, halka ve Hakk’a hizmet eden bir iş yapısını kalıcı kılmak istiyorum.


Ayşe Demir:
Son olarak Türkiye’ye, genç girişimcilere ve yatırımcılara bir mesajınız var mı?

Muhittin İşler:
Hayal edin, dua edin, sabredin. Ve şunu unutmayın: Zeytinyağından ilaç yapmak, imkânsızı başarmak değildir. Yeter ki o yağın içindeki şifayı değil, kendi içimizdeki cevheri keşfedelim. Bilimle, inançla, ahlakla…
Milsora bir ürün değil; bir iz, bir umut, bir emanettir.


📌 Editör Notu:
Milsora’nın hikâyesi, girişimciliğin, bilimin ve ruhun nasıl birleştiğine dair ilham verici bir örnek. tr.gbp.tv olarak bu yolculuğu izlemeye devam edeceğiz.

🔗 Daha fazlası için: milsora.com ve magaza.milsora.com
📲 Instagram: @milsora.olive

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir